Saturday, May 26, 2007

BABAMA...



Bundan dört sene öncesi 26 Mayıs 2003 tarihinin bu anları; onun kendisine emanet edilmiş bedenini bu fani dünyaya bırakıp, ruhunu Yüce Yaradan’ına emanet ettiği anlardı.


Yaşamının her anında, bu günün kaçınılmaz olarak ve mutlak geleceğine olan inancı ve imanıyla yaşardı. “Her nefs ölümü tadacaktır!” buyruğundan yola çıkarak, “Ölüm”ü yüce yaradan Allah(c.c.)’a mutlak yakîn olma aşamasında ilk merhale olarak görürdü. Gene en önemli buyruklardan olan “Ölmeden evvel ölünüz”ü gerçek manasıyla algılayıp yaşayabilmeyi sanırım Rabbim kendisine bu yaşamda nasîb etmişti.


1978 yılının bir günüydü ki elinde taşıması çok zor ağırlıkta olan bir paketle eve gelmişti. Paketi açınca içinden, yukarıdaki resimde arkasında asılı olan, mermer pano çıkmıştı. Bu nedir diye sorduğumuzda cevabı “kabir taşım” olmuştu. Annemin ve benim bir anlık şaşkınlık ve kızgınlıkla karışık sitemlerimize rağmen, Türkiye haritası şeklinde nakş edilen Besmele-i Şerif evimizin en hâkim köşesinde yerini almıştı.


1995 senesinin sonbaharında bir gün bir namazı eda sonrasında benden “kabir taşı altında bir fotoğrafını çekmemi” istemişti. Bir evlat olarak bu an bana çok zor gelse de, kendisindeki inanılmaz huzur ve mutluluğu görünce, isteğini yerine getirmiştim.


Bense bu gün, kendisinin 25 yıl önce vasiyet ettiği ve arada geçen yıllarda sıkça hatırlattığı arzusunu yerine getirip kendisini elleriyle seçtiği kabir taşının altında huzur-u Rahman’a emanet eden ailesinin bir ferdi ve evladı olmanın huzurunu yaşıyorum.


O,


Şefkatli bir baba,


Sevgi dolu, vefakâr ve fedakâr bir eş,


“El-Vekîl”e yaraşır bir hukuk adamı,


Korkusuz, sâdık ve gerçek bir vatansever,


Olduğu gibi görünen ve göründüğü gibi olan bir Allah(c.c.) dostuydu.


Nasîb oldu; HİRA Dağı’nda Nur’landı, TANRI Dağları’nda kutlulandı.


O,


Benim babamdı.


ADAM gibi ADAMDI…


Yüce Rabbim kendisini seven ve kendisinin sevdiği dostları arasında yer versin ve Rahmetini dâim kılsın.
























No comments: